27 Haziran 2013 Perşembe

27 Haziran Perşembe

Adres değiştirdik. Artık, yayınımıza şu adresten devam edeceğiz.

http://ayse-berra.blogspot.com/

Bugünün hikayesi orada...

26 Haziran 2013 Çarşamba

26 Haziran Çarşamba

sabah gene pek neşeli uyandı. annesi ve abisiyle yatakta cilveleşti. abisi bir önceki gün ayağını burktğu için onu hastaneye götürdük. Ayşe hastanede çok neşeliydi. herkesin sevgilisi oldu. koridorlarda koştu. koltuklardan atladı. insanlarla ilgilendi. koşarken yere yüzükoyun kapaklandı bile ama hiç oralı olmadan ayağa kalkıp oyuna devam etti.

Eve döndüğümüzde avrat ayşeyi bana bırakıp çarşıya gitti. Aslında uyuması lazımdı ama uyumadı. ancak benim okadar çok uykum vardı ki uyutmaya çalıştım. ayağımda salladım. uyudu. yatağa koymak için kucağıma alır almaz uyandı. bi daha da uyumadı. ben makarna yerken , makarnayı bitirmek üzereyken o da istedi. verdim yedi. kendime sucuk kızarttım. ortak oldu ekmekle en az yarısını o yedi. salonda kağıt kalemlerle birşeyler yaparken ben koltukta uyuyakalmışım. Annesinin sesiyle uyandım. ayşe görünüşe göre hem ben hem ablası uyuduğundan evde yalnız kalmış bir müddet anlaşılan. 

25 Haziran Salı

Bugün de kızımla pek fazla birarada olamadık. Sabah duruşmaya gittiğim için kızımı göremedim. Öğleden sonra geldiğimde de onlar annesiyle dışarıda imişler. Akşam geç vakit görüşebildik. Ama ben önceki günlerin yorgunluğundan hemen uyuduğumdan paylaşabileceğim bir şey yok.

24 Haziran Pazartesi

Bugün, ben Manisada olduğumdan kızımdan ayrı kaldım. Ama Geceyarısına doğru eve geldiğimde uyanıktı ve beni gördüğündeki surat ifadesi çok değişikti. Tam olarak nasıl nitelendireceğimi bilemiyorum ama bi şaşkınlık, bi kızgınlık, bi özlemişlik arası tuhaf bi surat ifadesiydi. Kucağıma çıktı ve başını göğsüme yaslayıp öyle uyudu.

23 Haziran 2013 Pazar

23 Haziran Pazar

Sabah gayet neşeli kalktı. Gülücükler saçıyor. Ağzını açıp parmağıyla ağzının içini işaret ediyor. Bilin bakalım ne istiyor... Su dedittirmeye çalışıyoruz. Oralı bile değil.. Dudaklarımı büzmekten çizgiler çıktı :) Oralı bile değil. Şimdi de annesinin karnına çıkıp arkaya devriliyor.

Sonunda kaza oldu ve ablasıyla çarpıştılar. ağlıyor ama hemen sustu. Ablasıyla boğuşuyor. Beşiğine girmiş. Külodunu da çıkarmış. Giy deyip verince fırlatıp atıyor ve sırıtyor. O kadar tatlı sırıtıyor ki kızamıyor insan.. Salona geldi çişini yaptı. Ablasıyla fırına gitti.Ardından kahvaltı ettik. Simidi bala bandırdı yedi. Abisinin ablasının pizzasına daldı. bayağı yedi. hatta onlar keşke bir tane daha alsaydık dediler.şimdi de pazar gezmesine gidiyoruz(maalesef)

Arabayla Armutluya kadar gittik. Denize girdi kendi isteğiyle... Denize taş attı. Dalga bizi ıslatamaz oynadık. çok eğlendi.

Dönüş yolunda müsait yerlerde kucağımda şöför mahallinde oturtup direksiyonu çevirmesine izin verdim. Anayola çıkınca devam edecem diye tutturdu. Azarı işitince de arkada kös kös yattı hiç ses çıkarmadan yol boyunca. sadece köy yolunda gene öne aldım bir süre daha. bu sefer hadi artık arkaya deyince sessizce arkaya geçti. Eve gelince de beraber yıkandık. tabi bu sefer oyunsuz direkt yıkanma olunca ağlamalı oldu. Gündüz de doğru dürüst uyumadığı için erkenden uyur herhalde. Bu gece Manisaya gideceğim için yarın onu göremeyeceğim.
ne uyuması yahu... geceyarısını geçe ancak uyudu. salonda halının üzerinde hem de...


22 Haziran 2013 Cumartesi

22 Haziran Cumartesi


Sabah çok geç kalktı. 12 ye doğruydu sanırım.. Aslında hepimiz geç kalktık. yumurta ve şokellalı ekmekten oluşan kahvaltısını etti. Ardından para çekmek için giden bana refakat etti. Arabayla heykele gidip döndük. Arkabahçede biraz dut yedik  annesiyle güne gidecekti. Bu sefer hangi elbiseyi giyeceği konusunda pek sorun çıkarmadı ama bu sefer de saçları toplandığı için kıyameti kopardı.

Akşam geldiğinde elinde bi dondurma vardı. Biz de hava kararınca dondurma almaya setbaşına yürüyerek gittik. Küçükhanım arabasıda tabii.. Ahududulu dondurma istedi ama sonra beğenmedi sanırım. Dönerken çingene düğünü seyrettik kayhanda. kızımın da çok ilgisini çektioynayanlar. hele havai fişeklere bayıldı. sonra parkta oynadı biraz. 

Ardından eve geldik. yattı uyudu.

21 haziran ve öncesi

eksik yazı

18 Haziran 2013 Salı

18 Haziran Salı ve Ankarada geçen diğer günler.

Ankarada pek Blogla ilgilenemedim. Aslında yazacak ve ekleyecek çok materyal var ama zamanında yazmadığımız için hem çoğu unutuldu hem de hangi gün ne olduğu birbitrine karıştı. O yüzden son 3-4 günü karışık aktaracağım. Ama önce Ankaradan dönüş ve Bursaya varış hikayesini yazayım.

Tam yola çıkmadan ishal oldu. Herkes dut'a suç buldu ama bence bir önceki gün egemen mikrobu eve getirdi. Muratın kızı Berra da kusuyor sürekli.
Yol boyunca 3-4 kere durmak zorunda kaldık ishal sebebiyle.. Sürekli ishal olduğu için külot giymedi bir ara ve gene bunu bir oyuna çevirdi. Çabuk giyin dediğim zaman sırıtarak karşı geliyordu. Sanrufu açmayı kapamayı öğrendi. Onu da oyun etti kendine yol boyu açıp kapadı durmadan. Hatta abisi kapadı o açtı. inatlaştılar bir ara. tabi şakacıktan. Elini sanruftan dışarı çıkarıyor. Yol boyunca uyutmak için çok uğraştık ama uyumadı. sonra yolculuğun son iki saatinde uyudu. Eyvah! eve girerken uyanacak ve sonra sabaha kadar uyumayacak demek bu. Nitekim öyle oldu. Uykusunu aldığı için uyumadı. Biz ayşeyi berile bırakıp yattık uyuduk. Nasılsa beril bilgisayar başında uzun süre oturacak. Ayşe de kucağında.

Bu arada; yaptığı birşey bizi çok şaşırttı. Buzdolabını açıp krem aldı ve annesine getirip kukusunu gösterdi. Ne anlama geldiğini anlatmama gerek yok. İshal yüzünden sürekli siline siline tahriş olmuş zavallıcık.

Birde geceyarısı benle birlikte sucuklu yumurta yedi. Hatta ben acıkmıştım. kendime yaptım. O benden çok yedi.

sabah ta sucuklu yumurta yedi. özellikle sucuğu gösteriyor pişir diye. Bayıldı şu sivrihisardan aldığımız döğme sucuğa. Sabah süt yoktu. Uyanınca süt istedi. Ağlıyordu. Ben de onu da alıp beraber gittim markete. BİMe gittik kapalı. Şaypada Mova süt yok. Biz de arabayla akuğura gittik. Ön koltuğa oturdu. süt aldık. yumurta aldık. süt dilimi aldık.süt içmedi, süt dilimini yedi. sabah annesi ona yumurta pişirecekken ayşe son yumurtayı kırıp ziyan etmiş. ona ağlıyordu. aslında hep yumurtayı ayşe kırar ama annesi usulu bilmediği için ziyan olmuş.

Şu an herkes uyuyor sadece ayşe ve ben ayaktayız. annesini uyandırıp ayşeyiona bırakmam lazım. Çıkmalıyım. Dönünce de Ankara macerasından aklımda kalanları ve görüntüleri eklerim derken, gayet net ve anlaşılır bir sesle baba, baba diye koşarak bana gelip hayvan sesleri çıkaran oyuncağını tamir etmem için bana getirdi. pillerini sabitledim ve kızımı öptüm.


14 Haziran 2013 Cuma

14 Haziran Cuma

Bugün sabah annannesinin ona hazırladığı sahanda yumurtayı yemedi. herkesle beraber sofraya oturdu ve bol bol sucuk (acılı olan, hani şu sivrihisardan aldığımız döğme sucuk)  sonra elindeki biberonu benim ağzıma sokmak için uğraştı. bunu bi oyuna çevirdi. ben de ağzımı sıkı sıkı kapatınca bir eliyle ağzımı açtırmaya çalışıyor. diğer eliyle de biberonu itekliyor. ben de istemem istemem diye söylenip duruyorum. çok hoşuna gitti bu oyun. en sonunda biberonu emmeye başladım ve benim oldu artık bu biberon deyip biberonu sahiplendim. hemen elimden geri aldı. o kadar da uzun boylu değil demek istedi herhalde :)

Sonrasında dışarı çıktım ve akşam geldiğimde beni çok özlemişti. kucağıma çıkıp inmek istemedi. sürekli peşimde ve etrafımda dolandı. bu akşam sürekli sanki konuşacak gibi birşeyler söyleyip durdu. ben de onun söylediklerini sanki anlıyormuş gibi ona cevap verdim ve yeni sorular sordum. o da anlamsız seslerle cevap verdi.  biraz ilgilendim ama çok değil. yorgundum ve uykusuzdum.erkenden yattım.

13 Haziran Perşembe

bugün bütün gün kızımı görmedim desem yeridir. sabaha karşı uyuduğum için öğlene kadar uyudum. ben uyandığımda onlar çarşıya gitmişti. akşam döndüler. annesi oflayıp puflamadığına ve pek mutlu olduğuna göre problem çıkarmamış dışarda demektir. bu günün hikayesini artık annesi yazsın.

12 Haziran 2013 Çarşamba

12 Haziran Çarşamba

Ayşe Efrayı yanına hiç yaklaştırmıyor nerdeyse... Yaklaşınca tekme bile atıyor. zavallı Efra ise hala yanına yaklaşıyor. Bizimki hiç pas vermiyor. Ah benim salak kızım... İlerideki en iyi arkadaşın o olacak...
sanırım bizimkinin genel huyu bu... Efraya özel değil... galiba insanlarla ilişkisi her zaman mesafeli olacak.
 Kıskanıyor da bir yandan... Efraya köpek nasıl yürüyor nasıl yatıyor diye sordukları zaman Efra taklit ediyor. A-a.. o da ne? Berra da yerde emeklemeye başlıyor. Efranın emziğini de aldı ağzına... Şimdi de efranın ayakkabısını giymeye çalışıyor.


Şu an kendini yere atarak ağlıyor. Efra oyununu bozmuş. Aslında efra çok uyumlu. arıza olan bizimki. Çocuğa ver kızım ayşeye diyorlar. Hemen veriyor. Bizimki ise eliyle onu itekliyor.

Top oynamak sözkonusu olunca ufaklıklar arasındaki buzlar çözülmeye başladı. Ancak bizimkinin tertip düzen hastalığı baki... Efranın duracağı yer ve hiza konusunda ayar verip duruyor. Allahım. Bu ne böyle. Kesin, simetri hastası olacak.



10 Haziran 2013 Pazartesi

11 Haziran Salı

Sabah 09.15 gibi pıtır pıtır ayak sesleri ve karşınızda Ayşe Berra.... Elinde (boşalmış) biberonu, diğer elinin parmağıyla biberonuna pıt pıt vuruyor. Su doldur içine yani... Gittik. Biberonunu doldurduk Aldı ve tekrar yatağa uyumaya gitti.

Öğlen.arabayla Ankaraya yola çıktık. Yolda pek arıza çıkarmadı. Sivrihisardaki molada tesiste sucuk ikram ettiler. Ama acı dediler. Farketmez dedim. Hapır hupur yedi. Baktılar yiyor. ikinci tabak ta geldi. onu da yedi. nihayet Ankaraya vardık. Ayşe, Efra'yı görünce hem memnun oldu ama bir yandan da memnuniyetini hiç belli etmiyor. Ama tüm gün Gözü efranın üzerinde. sürekli yakınında bulunuyor ama fazla yaklaşmıyor. Efranın eline aldığı her oyuncağı elinden alıyor ve oynuyor. Efranın yanına yaklaşmasına pek izin vermiyor. Aralarında hır gür veya bi problem varmış gibi bi durum yok ama bi sıcaklık olduğu da söylenemez.

10 Haziran Pazartesi

sabah uyanır uyanmaz babannesine götürdüm. Yolda abisinden kalan tostu kemirdi. Babannesine bırakırken problem çıkmadı ama akşam, alırken arıza çıkardı. Gittiğimde yemek yiyordu. içeri girdim Yemeğin ardından odaya gitti. kanepeye kapaklandı ve ağlayıp bağırmaya başladı.
Gidelim mi kızım?
Tepki yok.
Kalalım mı kızım?
Tepki yok.
Ne dersen de tepki yok.
Daha doğrusu sadece ağlama ve bağırma var. Kesintisiz anlamsız ve amaçsız.
Ayakkabılarını giydirdimzorla. daha beter bağırmaya başladı. Eline geçeni yerlere fırlatmaya başladı. bana ve babannesine birkaç tane patlattı.
Ben gidiyorum dedim. istifini bozmadı. Sokak kapısını açtım kapattım. Kapı kapanma sesini duyunca daha beter feryat kopardı.
Neyse, aldık kucağımıza getirdik eve... Bakalım gece boyu neler yapacak?

gece müthiş renkli geçti. geceye damgasını vurdu diyebilirim. İşte görüntüler

Bir de hiç yapmadığı birşeyi yaptı bu gece. Bebekleriyle oynadı. Onlara toka taktı. Ayağında salladı :)


Son zamanlarda şeyi huy edindi bir de... Elimizden tutup tutup bir yerlere götürmeyi... Bilgisayarın başına oturamaz oldum. Elimden tutup salona götürüyor ve orda bir şeyleri gösteriyor.(genellikle kuşu)




9 Haziran 2013 Pazar

9 Haziran Pazar

Bugün sabah saat 10 gibi ben balkondayken arkamdan pıtı pıtı ayk sesleri geldi. Bir baktım bizimki elinde yastığı ve battaniyesi arkamda. (birkaç günden bu yana bunu huy edindi. neden acaba?)
bol peynirli sahanda yumurta hazırladım. Afiyetle yedi. gene ekmeği sarısına bandırırken parmaklarını da bandırıyor. parmaklarını yalayarak temizliyorum. Bu sefer yumurtanın sarısını saçına bile bulaştırdı. Neyseki fazla bulaşmadan temizledim. Bugün fazla birşey olmadı. kayda değer birşey yok. Annesi ve ablasıyla sokağa gezmeye çıkacaklardı. Çıkmadan sebepsiz ağlayıp bağırıp durdu yarım saat. Sokakta neler olduğunu bilmiyorum. Orasını annesi yazsın. Bir porsiyon pideli köfte yemiş bildiğim kadarıyla. Akşam 18 gibi eve döndüler. Neşesi yerinde. kuşun kafesinin karşısına oturup cik cik sesleri çıkarıyor. annesi ayaklarını törpüleyecek. ancak leğendeki su fazla sıcak olunca ayşeye bardakla su dökmesini söyledim. 2 bardak su döktü. Su ılındı. Fakat bizim ayşe hanım hâlâ daha su dökmeye devam etmek istiyor. Olmaz deyince abisine gidip ağlamaya başladı.
Hayır olmaz cevabını hiç sevmiyor. her seferinde maraza çıkarıyor.

gece, aile gününe gidecektik. elbise giymemek ve üstündekilerle gelmek istedi. ağladı ve bağırdı. annesi giydiremedi. ben de giyinmezsen seni götürmem dedim elinden anahtarı aldım. kıyameti kopardı. bağıra çağıra  zorla giyindi. yol boyunca da ağladı.


yolda ilginç birşey oldu. annesi kızım kaç yaşındasın diye sorunca "iti" diye cevap verdi. acayip sevindik tekrar sorduk ama tabi sürekliliği yok. cevap vermedi.

7 Haziran 2013 Cuma

8 Haziran Cumartesi

Bu sabah ağlayarak uyandı. 5-10 dakika yanına uğrayamadık. Yatağa kapaklanıp ağlayıp durdu. Sonra salondaki koltukta yatarak minika çocuk seyretmeye başladı. ben arka odaya gittim. Elimden tutup tutup beni kuşun yanına götürüyor.

Kahvaltı ettik. Bereni SBS sınavına götürdük. Okulun kapısında bekledik. Beklerken kaldırımda kendi kendine oyunlar oynadı. Etraftaki insanlara sırnaştı. Pm ( kel ) Muratla oynaştı. herşey pek keyifliydi. Ta ki Beren efendi sınavdan çıkıp, soruları öğreninceye kadar. o kadar kızdım ve o kadar bağırdım ki, sinirimi atmak için kızımı da alıp evden dışarı fırladım. Merdivenlerde ik defa bir basamak atlayarak iki basamak birden indi. tüm son iki basamakta bunu yaptı. Kızımı tramvay hattı boyunca zafer plazaya kadar götürdüm. Orada ona tavuk döner aldım. Masaya oturduk afiyetle yedik. yanında da ayran. Oh mis. Sonra pirinç handaki çizman'a gittik. Orada pek eğlendi. Leventle çok iyi anlaştı. Oradaki dergilerle ve oyuncak arabalarla oynadı. Leventle konuştu kendince. Keyfi yerinde. Gidelim mi deyince kafasını iki yana sallıyor hayır anlamında. Nihayet ordan ayrıldık. Tramvaya binip eve geldik. şu an saat 22.00 ye geliyor ve yemek yiyor.Ancak neler yaptığını bilemiyorum. Berenin suratını bile görmek istemediğim için salona gitmiyorum.
Ancak kızım ikidir ağlaya ağlaya yanıma geliyor. Kucağıma alıp salona gidiyorum. Annesine kızmış oluyor genellikle. kim kızdırdı seni kızım diyorum. Konuşma huyu olmadığından anlatamıyor tabi...

6 Haziran 2013 Perşembe

7 Haziran Cuma

Şu anda uyuyor. Ben de blog'u gözden geçiriyorum. Birkaç gündür videolar yüklenemiyordu. onları ilgili yerlere ekliyorum Yalnız şunun gününü hatırlayamadım. Buraya koyuyorum
artık sabah uyanır uyanmaz ilk işimiz çişimizi etmek değil. Kuşu konsolun üzerinden indirip sehpanın üzerine koydurmak ve onunla ilgilenmek. Ardından çiş ve kahvaltı geliyor. sabah 9.30 gibi pıtı pıtı ayak sesleri ve bizimki elinde yastığı ve battaniyesi, arz-ı endam ediverdi.





Camı işaret ediyor. Önce babannesine gitmek istediğini andım ama sonra anladım ki; arabayla gezmek istiyor. dede, baba falan deyip duruyor ama sürekliliği yok.Balkonda annesinin sigara içme sandalyesine tırmanıp aşağıya bakıyor. Çok tehlikeli. Aşağı düşebilir. Orayı yeniden düzenlemeliyiz. Gündüz bol bol oynadı. Şekilli kovasıyla oynadı belki de ilk kez. Tüm şekilleri doğru yerden kovaya soktu. Arada yeşil zeytin yedi. Uyumamak için direndi, hâlâ direniyor. Jengalarla oynadı. Süt istedi. süt koydum biberonuna. ayağımda sallanıyor. Gene uyumadı. Balkona çıktı. sularla oynuyor. Gel buraya, sularla oynama dediğimde sırıtıyor ve gene bildiğini okuyor. en sonunda üstü başı ıslanınca kuzu kuzu geldi.




uyumuyor bir türlü... yatıyor ayakta sallanıyor. Biraz sonra kalkıyor. En sonunda kızdım. uyudu. hava kararmaya yakın uyandı. annesi geç gelecekti. jengalarla oynadık. boyama yaptık. birkaç saat oyalandıktan sonra elimden tutup yastığıyla battaniyesinin yanına götürdü. Bir bardak ta süt istedi. Ayağıma yattı. sallamaya başladım ama uyuyamadan annesi geldi. Çok özlemiş. kucağına zıpladı. yatakta zıpladı. ablasıyla oynaştı. şu an evin içinde annesinin ayakkabılarını giymiş geziyor. Saat 22.00 yi geçiyor ama uyumaya niyeti yok pek. Çok sevdiği kolsuz pembe montunu giydi. evin içinde geziniyor. şimdi de abisinin banyodan dışarı çıkmasına engel olmaya çalışıyor.


Uykusu geldi iyicene...Mızırdanıp duruyor. Birazdan uyur.
Bunu yazdıktan bu yana 2 saat daha geçti. Uyuduğu muyuduğu yok. saat geceyarısını geçti. hâlâ ayakta. En sonunda annesi kızdı bağırdı. Ağlaya ağlaya uyuyor nihayet.





6 Haziran Perşembe

Bu sabah çok ama çok geç uyandı. Saat 10.00 du uyandığında... Acayip neşeliydi. Gözlerinin içi gülüyordu. Çişini yaparken duvardaki eski tişört resmi olan afrika maskeleri tablosuna bakarken ki mutluluğu ve gözlerinin ışıl ışıl parlaması anlatılır gibi değil.
Çok az kahvaltı etti. sadece 1-2 lokma şokellalı ekmek. Bi de yeşil zeytin. O da sadece bir tane. Yememek için kendini koltuğa kapakladı. Bakınız fotoğraf


Babannene gitmek ister misin dedim. Önceki günlerin aksine, istemedi. TV de votvotları seyretmeye başladı. Ben de ablasını uyandırıp ona bıraktım. Evden ayrıldım.
Eve geldiğimde uyuyordu. Akşam tam iş çıkış saati dolu yağdı. Dolu yağarken -sanırım- gürültüye uyandı. Ben de annesine telefon edip arabayla onu almaya geleceğimizi söyledim.  Büyük kızımı da dershaneye bıraktım. Atladık arabaya. Anneyi aldık. Karnı açtı. Cantık yedik her beraber. Her akşam ilk işi kuşu sehpanın üzerine indirtip onunla ilgilenmek.ama fazla yaklaşmadan. Kuş nerene kondu dediğimizde kafasını gösteriyor.sana ne yaptı dediğimizde de burnunu... Akşam evde gene abisi eve gelince arıza çıkardı.  Eve girsin istemiyor. Babannesi geldi. Onu pek bi sevinerek karşıladı. ama genel olarak bu gece de mızmız ve geçimsizdi.

5 Haziran 2013 Çarşamba

5 Haziran Çarşamba.

Sabah beni uyandırdı. Klasik kahvaltımızı ettikten sonra biraz kuşla oynadık.

Kuşu işaret edip aşağıya indirmemi istedi. Dışarı çıkarayım mı kuşu deyince itiraz etti. Ben gene de çıkardım. Hiç hoşnut olmadı. Kuşu tekrar kafese koyayım diye bağırıp durdu. ben kuşu yakalamak için yaklaşık 10 dakika uğraşırken o sürekli kuş ona birşey yapacak zannıyla ağlayıp mızırdayıp durdu. Korkmamasını söyledim ama işe yaramadı. Kuşu avucuma koyup yaklaştırınca parmağıyla dokunup seviyor ama serbest kalmasından hiç hazzetmiyor. Sonra dışarı çıktık. Yanına pepee dergisi, kalemleri ve tekerlekli baston gibi olan oyuncağını da aldı. Bir de mont aldı bu sıcakta. İkna edemedim almasın diye. bebek arabasına kurulduk. Bir eliyle oyuncağını yere sürtüyor ve çiling çiling sesler çıkararak yola devam ediyoruz. Allahtan çok uzun sürmedi. vazgeçti. Eski kasetleri digital ortama aktartmıştım. Onları almaya gittik. Onları aldıktan sonra Karakola annesinin yanına gittik. Su sebiliyle oynadı sürekli. Çıkışta, gene babannesine gitmek istediği için tramvayla babannesine gittik. yolda uyuyakaldı. kucağımda babannesine teslim ettim.

Akşam annesiyle beraber koşa koşa geldi. Ardından abisi geldi. Gene eve sokmak istemedi. eve girince de dışarı çıksın diye ağlayıp zırladı.
Bakınız video daki durum

Bi yemek yerken sofraya gelmedi. Bilgisayarda oyuncak hikayesini seyretti. Ardından berenin matematik hocası geldi. 5 yaşındaki  oğlu da yanındaydı. yanyana oturup filmi seyretmeye devam ettiler. Sonra sıkıldı. Emirhanla beraber yemek yedi. Şu an deliler gibi bağırıp duruyor. Müthiş geçimsiz ve huysuz.

4 Haziran 2013 Salı

4 Haziran Salı

Bugün sabah beni ayşe uyandırdı. her zamanki klasik uyandırma yöntemiyle... Gögsüme avucuyla hafifçe vurarak.
Ancak benim uykum vardı. Annesinin yanına gittik. Tipik Sevgi tepkisi. uyandırılınca saldırgan oluyor. Bugün işe gitmeyecek. maaile berile sürpriz doğumgünü partisi için okuka gideceğiz. kahvaltı ettik. Ayşe yumurtanın sarısı patlak olarak pişirildiğinden buğuz etti. ben de sevgiye kızdım. Arabaya atlayıp okula gittik. Sürpriz doğum günü partisi oldu bitti. herkes Ayşeyi pek bi sevdi ama ayşe hiçkimseye yüz vermedi. Aklıma geldi sabah kahvaltıda saçıyla kendine bıyık yapıp gülüyordu.

Partinin ardından sevgi ayşe aycan üçlüsünü hüseyinalana götürdüm. dalından kiraz ve erik yediler. sonra tuzaklı piknik alanına gittik. kızım top oynadı ve geri dönmek istemedi. gidelim kızım dediğimizde kendini yere atıp ağlamaya başladı ama hiç şansı olmadığını anlayınca fazla uzatmadı. Eve döndük. kızımı kızıma teslim ettim. Uykusu gelmişti. uyumuştur arkamdan.

Akşam eve geldiğimde uyuyordu. uyandı karnı aç ama müthiş huysuz. vara yoğa ağlıyor. yemek masasında da sürekli buğuz etti. Yemek yedi ama ağzımıza da sıçtı. Sonrasında ben erkenden yattım. Ne yaptığını bilmiyorum. ertesi gün anlattıklarına göre babannesine gitmek istemiş. Arabanın anahtarını alıp -uyuyan- beni gösterip sonra da banannesinin evi tarafını işaret ediyormuş. Babannene gitmek ister misin diye sorulunca da kafasıyla evet işareti yapıyormuş.

3 Haziran 2013 Pazartesi

3 Haziran Pazartesi

Sabah kalktı. Suratsız ve nemrud. Etrafa kızgın kızgın bakıyor. Bakışları aynı anneme benziyor. İlk defa anneme benzettim. Peynirli yumurta yedi. Abisi okuldan erken geldi. Onu eve sokmadı. Kapıyı suratına kapattı. İçeri girsin istemedi. Girince de kendini yere atıp bağırmaya başladı. Neyse ki, fazla sürmedi. Beraber sağlık ocağına gittik. Orada herkese şirinlikler edip herkesin ilgisini çekti. Ardından babanneye gittik. Kalmak istemedi. Babannesine cumartesi gününden kızgınmış.(Kadın gününde babannesi onu  Onu görünce suratını asıyor ama dedesine gidiyor. Ağladı ve benle kalmak istedi. Bıraktım ve döndüm. Ağlıyordu.

Akşam, büyük kızımla beraber almaya gittik. evde yoklardı. Savet teyzeme gitmişler. gittiğimizde yemek yiyordu. Bizi görünce yemek yemeyi bıraktı. Teyzemdeki kuşlar için çıldırıyordu. (İki tane muhabbet kuşu var kafeste. Bir tane de balkonda güvercin var kuluçkaya yatmış.)

Zaten, muhabbet kuşunun birisini bizim Ayşe bulmuş. Babannesiyle teyzemlerdeyken babannesini alıp balkona götürmüş ve ıh ıh diyerek balkona konmuş kuşu göstermiş. annemde evdeki kuş dışarı kaçtı sanıp, kuşu içeriye sokmaya çalışırken kuş uçmuş ve bizimkinin kafasına konmuş. Tabi bizimki çığlık çığlığa. böylelikle kuş birken iki olmuş. Ben de bi kuş alayım deyince bu hikayeyi anlatıp bu kuşu al dediler. Biz de aldık. Evde kafese koyduk. Ayşe deliriyor. Kuşla oynayıp duruyor. Biraz önce kuş Ayşenin burnunu gagaladı. bizimki çok şaşırdı.






 Keyfi yerinde ama sağı solu belli olmuyor.biraz önce ağlıyordu.şimdi ise annesiyle iskambil oynuyor.
Al işte... Zırlayıp duruyor. Ben de kızıp bağırdım. Daha beter ağlamaya başladı. Gereksiz yere buğuz edip duruyor. uykusu başına vurdu herhalde.

2 Haziran 2013 Pazar

2 Haziran Pazar gününün olayları-x

Bugün ben çok geç uyandım. aslında daha da uyanmaya niyetim yoktu ama uyutan bulabilirsek... Gene yatakta muziplikler yaptı küçük hanım. Yatakta zıpladı üzerimize atladı. Yatakta sadece annesi ve kendisini istiyormuş. Diğerlerini reddediyor. Ben de dahil. Mutlaka yazmam gerek bunu dediğim birşey daha yaptı ama hatırlıyamıyorum şimdi. Sonra birlikte simit almaya gittik. Giderken arabanın ön koltuğuna oturdu ama gelirken arkada olmak istedi. simit aldık abdal fırınından. sonra Akuğurdan peynir falan. kendine pepee dergisi aldı. Abdal fırınında simitlerin fırından çıkmasını beklerken çalışanlardan biri poğaça ikram etti Yol boyunca onu yedi bitirdi. O yüzden kahvaltıda birşey yemedi. Gündüz ne yaptı bilmiyorum ben uyudum. Akşamüzeri asmerkez ve anatoliuma gittik gezmeye.

Acayip acıktı gezinirken. sonra da bir popeyes menüsünü mideye indirdi.  Dışarı çıkmadan kendi istediği elbiseyi giyme konusu artık her giyinmek sözkonusu olduğunda kriz sebebi. Bir de külot giymek istemiyor son günlerde. Abisine acayip gıcık. Varlığına bile tahammül edemiyor. Sürekli posta koyuyor. Gece gazetedeki toyota ilanındaki amblemi gösterip bizim düldülü gösterdi çok şaşırdım. ne kadar dikkat ediyor çocuklar demek. tanıdı amblemi. zaten shell'den ilk benzin aldıktan sonra da TeVe'de her shell reklamı çıktığında tanıdığını, hatırladığını belli edip duruyordu.
Şu an saat 23.00 müthiş huysuz . zırlayıp duruyor. uykusu geldi sanırım.


1 Haziran 2013 Cumartesi

1 Haziran Cumartesi-x

Gün başlangıcı
Şu an ben bilgisayarın başındayım. Kızım ise ayağımda saalnıyor. Uyuyacak. Ama öyle titiz öyle kuralcı ki, ayağıma koyduğum yastığın üzerindeki ayıcık resmi başaşağı yani ters duruyor diye kalktı ve onu düzelttirerek yattı.  Pozisyonumuz şu:

sabah uyandığımda o çoktan uyanmıştı ve abisi ablasıyla kahvaltı ediyordu. Abisine gıcık.. Her şekilde ona posta koyuyor. Kahvaltı etti. Sonra biraz salonda oynadık,oyalandık. Annesinin yanına gittik. Anne uyuyor ama Berra izin vermedi. Müthiş neşeli.... yatakta cilveleşip durdu. Annesinin göbeğine pırt bile yaptı. Parmak adam geliyor yaptı (ilk defa). Yatakta zıpladı. Kendini yatağa fırlattı. Müthiş eğlendii Bizi de müthiş eğlendirdi.
İşte bazı görüntüler



Saat 12 gibi uyandı. Ablası ve annesiyle yemek yedi. Ardından banyoya girdi ve dişlerini fırçaladı. Çeşmeye yetişebilmek için bi leğeni ters çevirerek yükselti oluşturuyoruz ama leğeni ters koymuşum. Düz kısmı dışa gelmiş. bizim kuralcı manyak(!) leğeni düzeltti ve öyle üzerine çıktı. Sonra benimle boğuştu. Ardından mumya yürüyüşü yapıp bizi korkutmaya başladı.


Bunlar da hareketli resimler :)





Ardından annesiyle gezmeye gidecekti. Giyecekleri konusunda kriz çıkardı. allem etti kallem etti üstüne kendi istediğini giydi. Altına tayt konusunda annesi bağırta bağırta giydirdi. 

Akşam gezmekten gelince tok olmasına rağmen taze fasulye yedi ki pek sevmez. sonra top oynadım kızımla biraz. inat edip külot giymedi ve annesini deli etti. gene muziplikler yaptı. mesela, burnunu karıştırırken annesi "burnunu karıştırma" diye söylenince gidip annesinin burnunu karıştırmaya başladı. bir yandan da sırıtıyordu.