3 Haziran 2013 Pazartesi

3 Haziran Pazartesi

Sabah kalktı. Suratsız ve nemrud. Etrafa kızgın kızgın bakıyor. Bakışları aynı anneme benziyor. İlk defa anneme benzettim. Peynirli yumurta yedi. Abisi okuldan erken geldi. Onu eve sokmadı. Kapıyı suratına kapattı. İçeri girsin istemedi. Girince de kendini yere atıp bağırmaya başladı. Neyse ki, fazla sürmedi. Beraber sağlık ocağına gittik. Orada herkese şirinlikler edip herkesin ilgisini çekti. Ardından babanneye gittik. Kalmak istemedi. Babannesine cumartesi gününden kızgınmış.(Kadın gününde babannesi onu  Onu görünce suratını asıyor ama dedesine gidiyor. Ağladı ve benle kalmak istedi. Bıraktım ve döndüm. Ağlıyordu.

Akşam, büyük kızımla beraber almaya gittik. evde yoklardı. Savet teyzeme gitmişler. gittiğimizde yemek yiyordu. Bizi görünce yemek yemeyi bıraktı. Teyzemdeki kuşlar için çıldırıyordu. (İki tane muhabbet kuşu var kafeste. Bir tane de balkonda güvercin var kuluçkaya yatmış.)

Zaten, muhabbet kuşunun birisini bizim Ayşe bulmuş. Babannesiyle teyzemlerdeyken babannesini alıp balkona götürmüş ve ıh ıh diyerek balkona konmuş kuşu göstermiş. annemde evdeki kuş dışarı kaçtı sanıp, kuşu içeriye sokmaya çalışırken kuş uçmuş ve bizimkinin kafasına konmuş. Tabi bizimki çığlık çığlığa. böylelikle kuş birken iki olmuş. Ben de bi kuş alayım deyince bu hikayeyi anlatıp bu kuşu al dediler. Biz de aldık. Evde kafese koyduk. Ayşe deliriyor. Kuşla oynayıp duruyor. Biraz önce kuş Ayşenin burnunu gagaladı. bizimki çok şaşırdı.






 Keyfi yerinde ama sağı solu belli olmuyor.biraz önce ağlıyordu.şimdi ise annesiyle iskambil oynuyor.
Al işte... Zırlayıp duruyor. Ben de kızıp bağırdım. Daha beter ağlamaya başladı. Gereksiz yere buğuz edip duruyor. uykusu başına vurdu herhalde.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder